Gerçek adı Kemal Sadık Gökçeli olan usta yazar, Nigar Hanım ile çiftçi Sadık Efendi’nin oğlu olarak Osmaniye’de 6 Ekim 1923’te dünyaya geldi.
Acılarla dolu bir çocukluk geçiren Kemal, 3 yaşında bir kaza sonucu sol gözünü kaybetti.
Babasının, evlat edindiği Yusuf tarafından camide namaz kılarken, gözünün önünde öldürülmesi, yazarın yaşamında derin izler bıraktı.
Usta edebiyatçının doğaya, etrafına ve içinde yaşadığı topluma duyduğu ilgi, yaşamındaki en büyük ilham oldu.
Yaşar Kemal, ilkokula gitmeden önce “Aşık Kemal” mahlasıyla ilk şiir denemelerini yaptı ve kaleme aldığı ilk şiiri “Seyhan”, 1939’da Adana Halkevi Dergisi’nde yayımlandı.
“Ağıtlar” adlı ilk kitabı 1943’te yayınlandı
Ortaokula 1941’de başlayan ancak son sınıfta sağlık sorunları ve edebiyata aşırı ilgisinden ötürü yatılı öğrencilik hakkını kaybeden Kemal, ırgat katipliği, memurluk, ırgatlık, inşaat denetçiliği, öğretmen vekilliği ve arzuhalcilik gibi farklı işlerde çalıştı.
Şiirleri 1940’lı yıllarda “Çığ”, “Ülke”, “Millet”, “Kovan” ve “Beşpınar” dergilerinde okurla buluşan yazarın 1940-1941’de Çukurova ile Toroslar’dan derlediği ağıtları içeren “Ağıtlar” adlı ilk kitabı, 1943’te Adana Halkevi tarafından yayımlandı.
Yaşar Kemal, 1946’da askerliğini yaptığı Kayseri’de ilk uzun hikaye kitabı “Pis Hikaye”yi kaleme aldı. 1950’de komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanan yazar, bir süre cezaevinde yattı.
İstanbul’a 1951’de taşınan usta yazar, yazarlık serüvenine artık “Yaşar Kemal” imzasıyla devam etme kararı aldı ve 1963’e kadar Cumhuriyet gazetesinde fıkra ve röportaj yazdı.
Yazılarında Anadolu insanının ekonomik ve toplumsal sorunlarını anlatmaya çalışan Yaşar Kemal’in kaleme aldığı “Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün” başlıklı röportajı, Gazeteciler Cemiyetince “Özel Başarı Armağanı”na layık görüldü.
Sultan 2. Abdülhamid’in doktoru Jak Mandil Efendi’nin torunu Thilda Serrero ile 1952’de evlenen Kemal, eserlerinin bazılarını yabancı dillere çeviren eşi sayesinde Avrupa’da da tanınmaya başladı.
“Bebek”, “Dükkancı” ve “Memet” adlı hikayelerinin de içinde bulunduğu “Sarı Sıcak” kitabını 1952’de kaleme alan Kemal, kitabında yoksulluk, şiddet, dayanışma, yozlaşma, doğa tutkusu ve insan ile doğa çatışmasını konu edindi.
İnce Memed 40 dilde yayınlandı
Yaşar Kemal’in ilkini 1955’te yazdığı 4 seri halindeki “İnce Memed” romanı, usta yazarın edebiyat serüveninde ayrı bir sayfa açtı.
Kırktan fazla dile çevrilen serinin ilk romanı 1956’da Varlık Roman Armağanı’na, üçüncü romanı ise 1985’te Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.
Edebiyat hayatının yanı sıra siyasi faaliyetlerde de yer alan Yaşar Kemal, 1967’de çıkarmaya başladığı “Ant” adlı derginin eklerinden biri sebebiyle 18 ay hapse mahkum oldu. Daha sonra bu karar, Yargıtay tarafından bozuldu.
Yazıları ve siyasi etkinlikleri dolayısıyla birçok kez kovuşturmaya uğrayan usta yazar, 1974-1975’te Türkiye Yazarlar Sendikasında Genel Başkan olarak görev yaptı.
Ünlü yazar, eserlerinde sade ve akıcı bir üslup kullanmayı tercih ederken, roman ve öykülerinde çoğunlukla Çukurova’da yaşanan insan dramını işledi.
Yaşar Kemal’in “İnce Memed”in de aralarında bulunduğu 9 eseri beyazperdeye aktarıldı ve birçok eseri tiyatroya uyarlandı. Kitaplarında Anadolu’nun efsane ve masallarından da yararlanan yazar, 1970’ten sonra yazdığı romanlarında ise şehir insanının hayatını ele aldı.
20’den fazla uluslararası ödül aldı
Birçok önemli ödüle değer görülen usta edebiyatçı, 1993’te Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Ödülü, 2008’de ise edebiyat dalında “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”nün sahibi oldu.
Yaşar Kemal, “Uluslararası Cino del Duca ödülü”, “Legion d’Honneur nişanı”, “Commandeur payesi”, “Fransız Kültür Bakanlığı Commandeur des Arts et des Lettres nişanı”, “Premi Internacional Catalunya”, Fransa tarafından verilen “Legion d’Honneur Grand Officier rütbesi” ve Alman Kitapçılar Birliğinin verdiği “Frankfurt Kitap Fuarı Barış Ödülü” başta olmak üzere 20’yi aşkın uluslararası ödül de aldı.
İkisi yurt dışında olmak üzere 7 üniversiteden fahri doktora alan yazar, 1973’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilerek dünya çapında adından söz ettirdi. Daha sonra birkaç kez daha Nobel’e aday gösterilen Yaşar Kemal, hiçbir adaylığında ödülü alamadı.
Şiir, öykü, roman, anı, röportaj, derleme, söyleşi, deneme, oyun, fıkra, makale ve senaryo gibi birçok edebi türde eser kaleme alan başarılı yazar, Türk edebiyatına 26 roman, 11 deneme, 9 röportaj, 2 öykü ve şiir alanında bir eseri miras bıraktı.
Yaşar Kemal, solunum yetmezliği şikayetiyle tedavi gördüğü hastanede, çoklu organ yetersizliği ve kalp ritim bozukluğu sebebiyle 28 Şubat 2015’te 92 yaşında vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Usta yazarın bazı roman ve eserleri şöyle:
“Demirciler Çarşısı Cinayeti (1974)”, “Yusufçuk Yusuf (1975)”, “Yılanı Öldürseler (1976)”, “Al Gözüm Seyreyle Salih (1976)”, “Kuşlar da Gitti (1978)”, “Deniz Küstü (1978)”, “Yağmurcuk Kuşu (1980)”, “Kale Kapısı (1985)”, “Kanın Sesi (1991)”, “Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana (1997)”, “Karıncanın Su İçtiği (2002)”, “Tanyeri Horozları (2002)” “Çıplak Deniz Çıplak Ada / Bir Ada Hikayesi”, “Tek Kanatlı Bir Kuş, 2013”, çocuk romanı “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca (1977)” destansı roman “Üç Anadolu Efsanesi (1967)”, “Ağrıdağı Efsanesi (1970)”, “Binboğalar Efsanesi (1971)”, “Çakırcalı Efe (1912)”
Röportaj ve denemeleri arasında ise şu eserler yer alıyor:
“Yanan Ormanlarda Elli Gün”, “Çukurova Yana Yana”, “Peri Bacaları”, “Bunların hepsini Bu Diyar Baştan Başa”, “Allah’ın Askerleri”, “Röportaj Yazarlığında”, “Çocuklar İnsandır”, “Ağıtlar”, “Taş Çatlasa”, “Baldaki Tuz”, “Gökyüzü Mavi Kaldı”, “Ağacın Çürüğü”, “Sarı Defterdekiler”, “Ustadır Arı”, “Zulmün Artsın”